Büyük Atatürk’ün şu sözü konunun önemini en iyi şekilde anlatmaktadır: “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.”

Türk Üniversite Reformu 87 Yaşında…

Cumhuriyet’in ilanının 10. yılında Türk Üniversite Reformu gerçekleştirilmiştir. Atatürk tarafından davet edilen İsviçreli Prof. Dr. Albert MALCHE tarafından hazırlanan rapor doğrultusunda gerçekleştirilen reform ile Darülfünun İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürülmüştür. Edebiyat, Fen, Tıp, Hukuk ve Mühendislik fakülteleri kurulmuştur. Üniversite, fakülte, rektör, dekan gibi sözcükler kullanılmaya başlanmıştır. Subay okulları da üniversiteler arasına alınmıştır. 
Atatürk’ün kurduğu genç Cumhuriyet’in, çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkılması ideali ancak akılcı ve bilimsel bir eğitimle mümkündür. Üniversite eğitimi ise toplumsal gelişme, zenginleşme ve çağdaşlaşmanın en önemli aracıdır. Bu kapsamda üniversite reformuyla laik, demokratik ve bilimsel üniversite eğitimi benimsenmiş ve toplumsal dönüşüme önemli bir ivme getirilmiştir. Dünya 2. Dünya Savaşı’nın karanlığına hazırlanırken Atatürk büyük dehası ile Nazi iktidarınca yönetilen Almanya’dan kaçan bilim insanlarını da Türkiye’ye davet etmiş ve üniversite reformuna çok büyük katkılar sunmalarının önünü açmıştır. 
Üniversiteler, bilimde, sanatta, kültürde, teknolojide ve ekonomide kalkınmanın temel kaynağıdır. Günümüzde de laik, demokratik ve bilimsel eğitim veren ve özerk olarak yönetilen üniversiteler ülkemizin en büyük gereksinimlerindendir. 
Büyük Atatürk’ün şu sözü konunun önemini en iyi şekilde anlatmaktadır:

“Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.”
#ÇağdaşYaşamıDesteklemeDerneği #30YıldırElEle