Türk Hukuk devrimini taçlandıran en kritik değişiklik 5 Şubat 1937 tarihinde laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına girmesi olmuştur.

Laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün güvencesi ve ülkemizde
toplumsal bir değerdir.

Türk Hukuk devrimini taçlandıran en kritik değişiklik 5 Şubat 1937 tarihinde laiklik ilkesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına girmesi olmuştur. Bu değişiklikle artık başta devrim yasaları olmak üzere tüm yasalarımız din ve inanç esasına göre değil; akla, bilime ve insan ihtiyaçlarına dayalı olacaktır. Laiklik, insan hak ve özgürlüklerinin, hukuk devletinin, adaletin, insanlığın, bireysel, toplumsal, düşünsel, bilimsel gelişimin ve mutluluğun en önemli güvencesidir. Sanat, hoşgörü, inanç özgürlüğü, teknolojik gelişme ve çağdaş eğitim ancak laik bir anlayışla mümkündür. Yürürlükte olan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesi:
“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmünü içermektedir.

Bu maddenin değiştirilmesi ve değiştirilmesinin teklif edilmesi de Anayasa’nın 4. maddesi ile yasaklanmıştır.
Anayasa hükmü böyle iken, 12 Aralık 2019 tarihli ve 30978 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Faizsiz Finans Kuruluşlarının Bağımsız Denetimini Yürüten Denetçiler İçin Etik Kurallar” düzenlemesi Anayasamızın laiklik ilkesine, laik devlet ve laik toplum yapısına açıkça aykırıdır.
Siyasal iktidarın bu tür laiklik karşıtı girişimleri asla sonuç vermeyecektir. Laiklik ülkemizde vazgeçilemez ve geri dönülemez bir toplumsal değerdir. Laik Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır !

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ VE TÜM ŞUBELERİ