DR. KAAN ÖZDEDELİ'NİN EKİM 2015 TARİHİNDE HAZIRLANAN ÖZGEÇMİŞİ 

       İzmir Fen Lisesi 1993 mezunları en çok sevilenini kısa bir süre önce kaybetti. Bir süredir bu çok erken kaybın tarifi imkansız anlamsız boşluğunu yaşıyoruz. “Koca” bir insanın hayatını birkaç kelimeye dökmek biraz haksızlık olacak gibi geliyor. Ama arkadaşımızı kısaca size de tanıtmak istiyoruz.

       Kaan Özdedeli 1975 yılında İzmir’de doğdu. Ortaokulu İzmir Bornova Anadolu Lisesinde, liseyi İzmir Fen Lisesinde yatılı okudu. Üniversite olarak Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Uzmanlığını Ege Üniversitesi Üroloji bölümünde tamamladı. Onu kaybettiğimiz 27 Haziran 2015 gününe kadar da Trakya Üniversitesinde öğretim üyeliğine devam ediyordu.

       İçimizden birinin de dediği gibi Dr. Kaan Özdedeli 40 seneye üç tane yaşam sığdırdı, hayatının her anını dolu dolu yaşadı. Kaan bu toprakları çok sevdi. Onu tanıyanlar da onu. Bazıları doktor, bazıları müzisyen, bazıları sanatkar olarak tanıdı Kaan’ı; bizim için ise Kaan çoktan geride bıraktığımız çocukluğumuz, ergenliğimiz. Kaan’ın dediği gibi, onunla paylaştıklarımızın değeri ve mükemmelliği o derece büyüktü ki, o günleri anmak ve gülümseyebilmek, mutlu olabilmek için yeterli bir neden hepimiz için. Ne yazık ki bundan sonra Kaan ile yeni şeyler paylaşamayacağız. Onun yerine, Kaan’ın adına eğitimlerinize küçük de olsa katkıda bulunabilmek, belki üzüntümüzü azaltmayacak ama hepimize çok iyi gelecek.

      Umarız ki üniversitede güzel, mutlu ve başarılı bir öğrencilik hayatınız olur. Mesleğinizin yanında birçok alanda yapmaktan zevk aldığınız türlü uğraşlarınız olur. Bu konuda Kaan ile ilgili Ekşi Sözlükten alınmış küçük bir yazıyı da sizinle paylaşalım istedik.

     “Bir "ürologdan", bir "ruhani kişilikten", bir "arkadaştan" fazlasıdır Kaan. Beş dakika içerisinde prostat rezeksiyonundan rebab'ın musikideki yerine, Charlie Parker'dan etkilenen yeniyetme bebopçulardan Ginger Baker'ın aksak ritmine akan muhabbeti ve hemen hepsinin Bill Evans'ın “Alone” adlı -şahane ötesi şahane- albümüyle sonlanan gecelerde hastası olduğumuz adamdır. İyi hekim, iyi cerrah, iyi 'abi'dir Kaan; yüz küsur kilosunun altmış beşi kalbidir. Gel gelelim hekimliğiyle değil de ince ruhu, sevimli sakallarıyla bilinmek bu işin fıtratında var. Unutmadan, Türkiye'de kültürlerarası kavşak olarak da tanımlayabileceğimiz shakuhachi, bansuri ve ney'i makamlı, notalı, "farkında" çalabilen belki de tek sanatkârdır.”