KADINA ŞİDDETE KARŞI PROTESTO

kadina-siddete-karsi-protesto KADINLAR TÜRKİYE’DE VE DÜNYADA KENDİLERİNE YÖNELİK ŞİDDETİ PROTESTO EDİYOR

"25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" kadınların şiddete karşı duruşlarındaki kararlılıklarını ve güçlerini birleştirdikleri gündür. Kadına yönelik şiddetin örgütlü bir şekilde gündeme getirilmesi ve topluca mücadeleye başlanmasının tarihi 1960’lardan sonra başlar.

1960 yılında katı bir baskı rejimiyle yönetilmekte olan Dominik Cumhuriyeti'nde diktatör Rafael Trujillo'ya cesurca muhalefet eden üç kız kardeş 25 Kasım günü kaçırılarak tecavüze uğrar, öldürülürler. 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 25 Kasım günü "Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele Günü" olarak kabul edilir. Bu gün, kadına karşı şiddetin gündeme getirildiği, tartışıldığı, çözümler üretilmeye çalışıldığı bir gündür. Aslında yaşadığımız olaylar ve içinde bulunduğumuz durum kadınlar için gittikçe artan ve sürekli mücadeleyi gerektirecek boyuttadır. Kamusal veya özel alanda kadına yönelik sözel, fiziksel, ekonomik, psikolojik, cinsel alanlardaki şiddetin gittikçe arttığını gözlemliyoruz.

Ne yazık ki sayısal veriler gözlemleri destekliyor. Dünyada her yıl sayıları bir milyonu aşan kadın kaçırılıyor, bunların yüzde sekseni cinsel köle oluyor. Her yıl sayıları altmış milyonu aşan 18 yaşından küçük kız çocuğu evlendiriliyor. Kadınların yarısı cinsel şiddetle karşılaşıyor. Şimdiye kadar sayıları yüz milyonu aşan kız çocuğu sünnet edildiği için cinselliğini yaşayamıyor, vücut bütünlüğü büyük ölçüde zedeleniyor. Kadınlara tecavüz, bir savaş yöntemi olarak sistemli bir hale geldi. Bosna Hersek'te yirmi bin, Ruanda'da iki yüz elli bin kadın tecavüze uğradı. Halen IŞİD terör örgütünce genç kadınlar ve kız çocukları alınıp satılmakta, tecavüze uğramakta. Ülkemizde de net veriler elde edilemiyor olsa da Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumunun 2012 Mart raporuna göre durum hiç de iç açıcı değil. 2014 Ekim ayına kadar şiddet sonucu kadın ölümü 400 olarak saptansa da birçok olayın şiddet olarak kayda geçmediği ya da ölümde başka nedenler göründüğünü biliyoruz, çünkü şiddete uğrayan kadınların yüzde 92’si hiç bir yere başvurmuyor. Kadının her alanda ve her şekildeki şiddetten korunması için yasalar ve alınan önlemler yeterli değil. Tersine, yetkililer tarafından cinsiyet ayrımcılığını körükleyen, kadını kısıtlayıcı, tehditkâr söylemler her geçen gün artıyor. Kadınların eğitiminin, kişisel gelişiminin, toplumsallaşmasının engellenmesi, erken evlendirilmesi şiddete ortam hazırlayan önemli etkenler ve mutlaka önüne geçilmesi gerekiyor. Kadınlar ve soruna duyarlı tüm yurttaşlar olarak kadına yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele edilecek çok alan ve alınacak çok yolumuz var. Bu konuda çözüm için cinsiyet farklılığına eşitlikçi bir gözle bakabilen dünya görüşüne sahip, içten, kararlı yöneticileri seçebildiğimiz zaman işimiz kolaylaşacaktır.


25.11.2014