HABERLER
1 Mayıs İşçi Bayramı
Emeğinden başka sermayesi olmayanlar ancak laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde haklarını arayabilir ve haklarına kavuşabilir. Çağdaş bir yaşam için verilecek demokrasi ve özgürlük mücadelesi, aynı zamanda emeğin mücadelesidir.
1 MAYIS TÜM EMEKÇİLERE KUTLU OLSUN!
Emeğinden başka sermayesi olmayanlar ancak laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde haklarını arayabilir ve haklarına kavuşabilir. Çağdaş bir yaşam için verilecek demokrasi ve özgürlük mücadelesi, aynı zamanda emeğin mücadelesidir.
Dünyada emeğin ve emekle kazanılanın değerli olduğu, insan haklarının hayata geçirildiği demokrasisi gelişmiş ülkelerin yanında ülkemizdeki uygulamalar ve sonuçları sorgulandığında tablo hiç iç açıcı değil.
Üretimin çok azaldığı, rantiyeciliğin, taşeronluğun, aracılığın kazanç kaynağı olduğu günümüzde emek değersiz, emekçi ise yok sayılıyor. İşçiler, emeklerinin karşılığını alamıyor. İşçi sağlığı ve işyeri güvenliği önemsenmiyor. İşçiler madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda, fabrikalarda çoğu önlenebilir kazalarla yaşamlarını yitiriyor.
İmzalanan uluslar arası anlaşmalara karşın yeterli önlemler alınmıyor, çocuk işçiliği çoğalarak sürüyor. Mevcut eğitim sistemi de okulda olması gereken yaşta çocuk işçiler üretiyor. Çocuklar ucuz işgücü olarak görülüyor ve çalıştırılıyor.
Gündelik ev hizmetlerinde çalışan kadınlar için yapılan yasal düzenlemeler yetersiz. Ev kadınlarının evde ürettikleri görülmediği gibi çoğunun hiçbir sosyal güvencesi de yok.
İşçiler, mevsimlik işler için aileleriyle birlikte sık sık yörelerinden uzak diyarlara göç ediyor; insani olmayan koşullarda yaşamaya çalışıyor.
İşçiler örgütlenemiyor. Grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklarını kullanmak isteyenler işten çıkarılabiliyor.
İşçiler bayramlarını istedikleri gibi kutlayamıyor. 1 Mayıs’ın simgesi alanlar işçiye kapalı.
İşçiler kandırılıyor. Emeğini sömürenleri sorgulamak yerine yapay olarak yaratılan etnik köken, din, mezhep gibi ayrımlarla birbirlerine de ötekileşip farklı yönlere savruluyor. Örgütlü mücadelenin sağlayacağı gücü kaybediyor.
İşçiler gittikçe köleleşiyor. Açlık sınırının altında çalışmak ya da işsiz kalmak ikilemiyle karşı karşıya bırakılıyor.
İşçilerin insan olmaktan gelen haklarını, üretimden gelen güçleriyle alma yolundaki mücadelesinin yanındayız.
1 Mayıs İşçi Bayramı, yaşamın her alanında emeğiyle üretenlere kutlu olsun!
Emeğinden başka sermayesi olmayanlar ancak laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinde haklarını arayabilir ve haklarına kavuşabilir. Çağdaş bir yaşam için verilecek demokrasi ve özgürlük mücadelesi, aynı zamanda emeğin mücadelesidir.
Dünyada emeğin ve emekle kazanılanın değerli olduğu, insan haklarının hayata geçirildiği demokrasisi gelişmiş ülkelerin yanında ülkemizdeki uygulamalar ve sonuçları sorgulandığında tablo hiç iç açıcı değil.
Üretimin çok azaldığı, rantiyeciliğin, taşeronluğun, aracılığın kazanç kaynağı olduğu günümüzde emek değersiz, emekçi ise yok sayılıyor. İşçiler, emeklerinin karşılığını alamıyor. İşçi sağlığı ve işyeri güvenliği önemsenmiyor. İşçiler madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda, fabrikalarda çoğu önlenebilir kazalarla yaşamlarını yitiriyor.
İmzalanan uluslar arası anlaşmalara karşın yeterli önlemler alınmıyor, çocuk işçiliği çoğalarak sürüyor. Mevcut eğitim sistemi de okulda olması gereken yaşta çocuk işçiler üretiyor. Çocuklar ucuz işgücü olarak görülüyor ve çalıştırılıyor.
Gündelik ev hizmetlerinde çalışan kadınlar için yapılan yasal düzenlemeler yetersiz. Ev kadınlarının evde ürettikleri görülmediği gibi çoğunun hiçbir sosyal güvencesi de yok.
İşçiler, mevsimlik işler için aileleriyle birlikte sık sık yörelerinden uzak diyarlara göç ediyor; insani olmayan koşullarda yaşamaya çalışıyor.
İşçiler örgütlenemiyor. Grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklarını kullanmak isteyenler işten çıkarılabiliyor.
İşçiler bayramlarını istedikleri gibi kutlayamıyor. 1 Mayıs’ın simgesi alanlar işçiye kapalı.
İşçiler kandırılıyor. Emeğini sömürenleri sorgulamak yerine yapay olarak yaratılan etnik köken, din, mezhep gibi ayrımlarla birbirlerine de ötekileşip farklı yönlere savruluyor. Örgütlü mücadelenin sağlayacağı gücü kaybediyor.
İşçiler gittikçe köleleşiyor. Açlık sınırının altında çalışmak ya da işsiz kalmak ikilemiyle karşı karşıya bırakılıyor.
İşçilerin insan olmaktan gelen haklarını, üretimden gelen güçleriyle alma yolundaki mücadelesinin yanındayız.
1 Mayıs İşçi Bayramı, yaşamın her alanında emeğiyle üretenlere kutlu olsun!
01.05.2016