ÇYDD Genel Merkezi ve Şubelerinden

ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞİ GENEL MERKEZİ
VE 
ŞUBELERİNDEN

Çevre sorunları yalnız çevre günlerinde değil, her zaman vardır.
5 Haziran Dünya Çevre Günü, bu nedenlerle kutlama değil, çevre sorunlarıyla mücadele günüdür.

Birleşmiş Milletler örgütü, çevre konusunda ilk önemli konferansı 1972 yılında Stockholm'de toplamıştır. "İnsan Çevresi Konferansı" adı verilen bu konferansa aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 113 ülke katılmıştır. Bu konferans, Birleşmiş Milletlerin çevre alanındaki çalışmalarının temelini oluşturmuştur. Bu konferans sonunda, uluslararası boyutta bir bildiri yayımlanmıştır.

‘Stockholm Bildirgesi’ olarak da bilinen "Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Bildirisi”nde, giderek büyüyen çevre sorunlarının bölgesel ve küresel boyutta yayılması nedeniyle, ülkeler arasında yaygın bir işbirliğinin yapılması ve uluslararası kuruluşların ortak hareket etmeleri gerektiği belirtilerek bütün insanlar ve hükümetler çevrenin korunması ve geliştirilmesi için ortak çaba göstermeye çağrılmıştır.

Bu konferansta Birleşmiş Milletler, temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğunu karar altına almıştır. Konferansın başlama tarihi olan 5 Haziran günü, her yıl "Dünya Çevre Günü" olarak kutlanmaktadır.

Ancak, sözde gelişmiş batılı ülkelerin karşı politikaları yüzünden, beklenen olumlu gelişme bir türlü gerçekleşmemiş, üstelik son yıllarda ‘küreselleşme’ adıyla tüm insanlığa dayatılan vahşi kapitalist program, çevre sorunlarını hızla artırmış ve çeşitlendirmiştir.

Tüm dünyada yaşanan olumsuzluklara paralel olarak ülkemizde de doğal alanları yok edecek, ormanları ve meraları kaynak yaratmak adına ortadan kaldıracak, kıyıların turizm uğruna yağmalanmasını hızlandıracak, kirlilik üretecek teknolojileri, dahası termik ve nükleer santralları ülkemize getirecek yeni yasal düzenlemelere ve yatırımlara hiçbir çevre kaygısı gütmeden hız verilmiştir.

Oysa Anayasamızın 56. maddesinde “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.” denilmektedir.

Anayasamızın 56. maddesi uygulanmalı; küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine yol açan termik santrallardan, Sinop ve Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer santral anlaşmalarından ve ülkemizi nükleer çöplüğüne dönüştürme girişimlerinden derhal vazgeçilmelidir.

Anayasamızın 56. maddesi uygulanmalı; temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının (Güneş, rüzgâr, jeotermal vb.) kullanımı ile enerjinin etkin kullanımı hızla yaşama geçirilmeli, fosil yakıt kullanımına (kömür, petrol, doğalgaz) belirli bir programla son verilmelidir.

Anayasamızın 56. maddesi uygulanmalı; hiçbir bilimsel değerlendirme içermeyen, yöre halkının yaşam koşullarını göz ardı eden, doğa katliamına dönüşmüş olan binlerce nehir santralı (HES) yapımından vazgeçilmelidir.

Anayasamızın 56. maddesi uygulanmalı; kıyıların doldurulmasına ve işgaline son verilmelidir. Orman alanları ile tarım alanları kesin olarak korunmalıdır.

Bu yıl Dünya Çevre Günü'nü ülkemizde yapılacak bir genel seçim öncesinde yaşıyoruz. Siyasi partilerin programlarında çevre duyarlılığından hiç söz etmemeleri kabul edilemez;

2015 yılı Dünya Çevre Günü, doğa ile barışık yaşamın bir dönemeç noktası haline dönüştürülmelidir.

Unutulmamalıdır ki doğal değerlerin, çevrenin yok edildiği bir dünyada yaşamın sürdürülebilir olması olanaksızdır. Herkesi ve tüm siyasileri çevre koruma konusunda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz.

Çevre sorunları yalnız çevre günlerinde değil her zaman vardır.
Dünya Çevre Günü bu nedenlerle kutlama değil çevre sorunlarıyla mücadele günüdür.